Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Ağustos, 2019 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Emine Bulut kızının gözleri önünde öldürüldü.

Ne kolay değil mi bu 6 kelimelik cümleyi okumak!   Bir çırpıda okundu bitti bile! Şimdi  bu taze vahşetin etkisiyle; kimileri günlerce olayı irdeleyecek, kimileri   “ne biçim toplum olduk” diyecek, kimileri de benim gibi gecenin bir yarısında; neden?  Asırlardır kadınlar eziliyor, neden?; Vahşice öldürülüyorlar, neden? Bu güzel dinimizin vecibeleri uygulanmıyor, neden? Yeni gelen nesil Müslümanlık öğretisini yasaklarla bir tutuyor? Neden? Müslümanlığın yobazlık olmadığını, HZ MUHAMEDİN “cennet anaların ayağının altındadır”    söylemiyle; annenin     ne kadar  değerli olduğuna dikkat çektiğini  görüp,    kabul   edilip,  önemsemiyor?..sorularına yanıt aramaya çalışacak.       Oysaki dinimiz;" sevin, sayın, merhametli olun, küçükleri koruyup, büyükleri sayın, zavallının, çaresizin, elinden tutun,acı çekenin  derdine dermen olun,aç kalanı  doyurun "demiş.Ve demiş ki "tüm yaptığın iyilikleri yardımları, ibadeti; kimse bilmesin, kimsenin gözüne sokma, kimseyi aşağılama,

Dar Gelirli Turist Türkiye’yi Tercih Ediyor

TÜİK 2019 yılının ilk   6 ayında   şaşkınlık yaratan turizm rakamlarını açıkladı. Şaşkınlık     yaşanmasına   sebep ise turizm beklentisinin beklenenin aksine gelişmesi.   Çünkü yetkililer,   2019 yılında ülkeyi 50 milyon turistin ziyaret edeceğini ve   bu sayede de 35   milyar   dolarlık gelir elde edileceğini   öngörmüştü. Ancak bu öngörünün tersine ilk 6 ayda turist sayısı 19.4 milyon ve gelir de 12.6 olarak belirlendi.   Bu   beklenenin   altındaki   turist sayısın da   elbette   çok fazla nedenler   gizli. Çok uzun zamandır var olan “her şey dahil sistemi”   belki de    yeniden gözden geçirilmeli. Çünkü   bu sistemle gelen turist, hiçbir harcama yapmadan tatil süresi bitince    uçağına binip ülkesine dönüyor. Bu bağlamda yıllar önce güneyde otellerin hınca hınç dolu olduğu yıllarda yöre esnafıyla   yaptığım söyleşide   “oteller dolu ama bunun yöremize ve    ülke ekonomisine hiçbir katkısı yok. Çünkü en ufak bir harcama yapmadan; “ yiyip, içip, eğlenip   gidiyorlar” demişlerdi.

BİR ZAMANLAR GİRESUN

Sosyal medyanın yaşantımıza getirdiği olumluluklar saymakla bitmez.  Çünkü Facebook’umda çocukluluğumdan gelen güzel isim, çocukluk arkadaşım yazdığı mesajla bana” “merhaba” diyordu. Bu güzel çağırı, beni çocukluğuma, Giresun’da yaşadığımız o güzel günlere götürdü. 50 sene öncesinde Giresun, birçok büyük illere taş çıkartırcasına    gecesi ve gündüzüyle; son derece modern, sosyal   ve canlı   küçük bir   ildi. O   yıllarda evler şimdikinin aksine   kocaman meyve ağaçları ,   ortanca, papatya   ve kır çiçekleriyle   dolu bahçelerle çevriliydi. Bahçelerde biz çocuklar; ağaçlara çıkıp meyve toplar, yakan top, istop oynardık. Öyle ki   yaz tatilinin sorumsuzluğuyla     kendi aramızda çeşitli oyunlarla çocukluğun keyfini ve yaşamın tadını gönlümüzce   çıkartırdık.   Yazın   okulların   tatil olmasıyla           deniz sezonu açılır,   bizde haziran ayında    başlardık denize girmeye. Gerçi 19 Mayıs     provasıyla birlikte denize girenlerin   sayısı hiçte az sayılmazdı. Birkaç anne

İHRACATA BAŞLARKEN

Her dönem yaşanan krizler uluslararası ticarette,  rekabeti yoğunlaştırmıştır. Tıpkı 2000 krizinde olduğu gibi. Ancak o yıllarda  ihracata  yeterli donanıma sahip olmadan başlayanların,  rekabet kaynaklı yaşadıkları  olumsuzluklar;hem kendilerinde derin izler bırakmış, hem de ülke adına başka ülkelerin olumsuz düşünmelerine sebep olmuştu.Oysa ki  dünya ticaretinde daha fazla pay alabilmek için yaşanan rekabet; beraberinde kalite ve düzgün fiyatları da getirir. Küresel rekabeti kolaylaştırmak için daha yaratıcı,  tüketici ihtiyaçlarına daha saygılı olunmalıdır. Küresel ve çevresel sorunlarla kolay mücadele ederken, yeniliklere de açık olmak önemli bir ayrıcalıktır Amaçlarından birisi dünyaya açılmak olan ihracatta, kar etmek;firmanın devamlılığı acısından çok önemlidir. Hatta global dünyada, bu riskler daha da fazla olabilir. Çünkü ekonomik küreselleşme ile değişen dünya ekonomik düzeninde; yeni fırsatların yanında, yeni mücadele alanları da ortaya çıkmıştır.   Bu bağlamda ihr