Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Temmuz, 2019 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

YARATICILIK, VİZYON SAHİBİYLE BAŞLAR

                                                                                                      Özü yaratıcılık olan marka,bir ürünün satış ve gelişiminde önemli olup  gereklilik gösterirken, markanın gelişiminde, yaratıcılık süresi de vizyon sahibiyle başlar. Ancak marka yaratılmasını isteyen iş insanı veya yöneticilerin bazıları izleyici, bazıları da yol açıcı bir görüntü sergiler. Oysaki yeni ufuklar açan, iş insanlarının yarattığı markalar yıllar süren kalıcı bir değer kazanır.   Öyle ki bir iş insanı veya bir yöneticinin, bir markayı hayal etmeye başladığı ilk gün, markanın geleceğini belirler. Eğer iş insanı veya yöneticinin kendine özgü, farklı, yenilikçi bir yaklaşımı varsa, bu yaklaşım markanın tümünü etkileyen süreci biriktirir. Ürünün özünde yatan yaratıcılık ve ruh nedeniyle de o ürün marka olur. Kısacası işin başlangıcı vizyon sahibinin zihnindedir. Eğer o fikirde bir yaratıcı ruh varsa, reklamcı ya da iletişimci bu fikri en iyi biçimde hayata geçirir. Ürüne marka

EKONOMİK KRİZLER

2008 yılında Ankara Sanayi Odası Başkanı Sayın Nurettin Özdebir ile gerçekleştirdiğim bir söyleşi de 2001 ve 2008 krizini mukayese etmiştik. Özdebir, bu iki krizi değerlendirirken “2001’de ülke bir günde dibe vurdu. Ancak 2001’de hem avantaja hem de dezavantaja sahiptik. Sonra hasar tespiti yapıldı. Ertesi gün herkes işine devam etti. Şimdi ise durum farklı her gün boğazımızı biraz daha sıkacak gibi görünüyor” demişti. Aradan 11 yıl geçti. Şimdi bir başka kriz ile karşı karşıyayız. Evet, zaman zaman ekonomik krizleri yaşamış bir ülkeyiz.   Ama bu seferki gerçekten bambaşka!!! Çünkü bu gün ekonomik kriz nedeniyle borçlarını ödeyemeyen vatandaşların sayısı hızla artarken, her 3 kişiden birisi icralık durumda. Ülke genelindeki icra dairesi sayısı da rekor bir artışla 900’e yükseldi.     Zor durumda olan şirket sayısının artmasının yanı sıra batan şirketlerin sayısı da az olmadığı gibi giderek artış göstermekte. Firma borçlarının milli gelire oranı yüzde 70 seviyelerine ulaşırken, fi

GİRİŞİMCİLİK VE ŞANS

Ülkenin güçlenmesine katkı sağlayan girişimci ve iş insanlarının yanı sıra her yıl binlerce genç de iş gücü piyasasına katılmakta. Peki, katılan bu gençlerin gelecekte iyi bir girişimci ve başarılı iş insanı olmaları için neler yapılmalı? Öncelikle doğru yönlendirilmeli! Farkındalık yaratan stratejiler belirlenmeli. Girişimciliği bir kültür haline getirip, onların doğru yol almaları sağlanmalı. Evet, bu gün gerek yerel yönetim, gerek hükümet politikalarında girişimci ve girişimcilik desteklenmekte. Ancak bu desteğin yeterliliği bana göre kişinin karakteri ile de ölçülmeli. Bu gün girişimciliği kendi kişiliği ile örtüştüremediği, yeteri kadar özümseyemediği ve girişimcilik kültürüne sahip olmadığı için kurduğu işini dolayısıyla da özgüvenini kaybeden girişimci sayısı hiçte az değil! Bu nedenle de orta öğretimde girişimcilik dersleri verilmeli, girişimciliğin enine boyuna incelenmesine katkı sağlanmalı.   Öğrenciye kendini tanımasını sağlayacak fırsatlar ve argü

GÜZEL BAŞARILAR

Shidzue Kato, kadın hakları konusunda önde gelen aksiyonerlerdendir. Bir gazeteci, bu bayanın 100. yaş günü partisine katılır ve ona “Bu kadar uzun yaşamanızın sırrı nedir?” diye sorar. Kato ona: “Günde en az on kez heyecanlanmanızı sağlayacak şeyler bulun” diye cevap verir. Devamında şunları söyler: “Sabah kalktığınızda hala yaşadığınızı anlamak, heyecan verici bir şeydir. Sabah kahvaltısında lezzetli bir şeyler yemek heyecan vericidir. Ve yine sabah pencereden baktığınızda o buğulu havayı görmek de insana heyecan verir. Güneşin hayat veren ışığını görmek ve yağmurun yeryüzüne inişini seyretmek de sizi duygulandırabilir. Etrafınıza şöyle bir baktığınızda en basit şeylerde bile bir güzellik olduğunu görüp, dünyada sizi duygulandırabilecek ve canlı tutabilecek ne kadar çok şeyin var olduğunun farkına varırsınız.” Nüket Kantarcı’yı Trilye Balık Restautantı'nı devraldığım 2002 yılının ilk günlerinde tanıdım. Ankara Kültür Sanat isimli bir dergi çıkartır, azimle ayakta durmaya çal

TANGO İKİ KİŞİYLE YAPILIR!

Kızların şartlandırılarak   belli kural ve  belirlenen bir gelecek doğrultusunda hayata hazırlandırılmaları maalesef günümüzde de görülmekte. Elbette bu kural ve kendi kabuğu  çerçevesinde yetişen kadın hayatı tanımaya başladığında da zorlanıyor. Baba evinde  bu kolaylıkla yetişen kadın yetişkinliğinde yaşamak ve ayakta  durmak için ekonomik  özgürlüğün   önemli bir araç olduğunu   öğrenmekte. Öyle ki bu gün bir çok kadın güvencesiz bir hayat sürerek  hayatı  öğrenmeye çalışırken bu çaresizlikde gelecek kuşakları  olumsuz etkilemekte. Her neslin gelecek kuşaklara rol- model olacağı düşünülürse işte bu noktada kadınlara çok iş düşmekte.Yaşamın gelecekteki  belirsizliğini göz önünde bulundurarak, eksik, yanlış yetiştirildiğini  düşünüp hayıflanmak yerine neler yapabileceğine dair kendini sorgulayıp yetiştirmelidir.Çünkü her bireyin  başarılı bir yanı vardır. Önemli olan onu ortaya çıkartabilmektir.Önce kendini yetiştirip, eksiklerini tamamlamak  iş hayatına atılarak girişimci olunmas

POZİTİF AYRIMCILIK OLMALI MI?

1990’ların son yıllarında yaptığım bir söyleşide   Sayın Murat Karayalçın’la siyasette kadının pozitif ayrımcılığı ile ilgili   konuşmuştuk 1990'ların sonlarına doğru sanki bir sihirli el değmişcesine herkes pozitif  ayrımcılığı konuşuyor ve bu düşünce doğrultusunda da pozitif ayrımcığı tartışıyordu. Kimileri gerekliliğini savunurken, kimileri de bu "kadın için  ikirciliğe neden olur "diyordu. Peki,  ben ne düşünüyordum? Elbette bu ayrımcılığa karşıydım! Ancak  bir yerden başlanması  da gerekiyordu. Her ne kadar  dünyada seçme ve seçilme hakkını; Atatürk'ün katkılarıyla  ilk alan ülke olsak da, önem ve kıymeti   bilinmemiş  ki  kadınlar hep geri planda kalmaktaydı. Bu  nedenlede,     kesinlikle kısa bir sürede olsa pozitif ayrımcılıkta kotanın getirilmesinin gerekliliğini  savunanlardandım . Hatta bu bağlamda TRT 1  kanalında yayınlanan bir söyleşimde siyasette kadının yol alması ve emsal teşkil etmesi için bir süre kota getirilmesinin gerekliliğini de s

GİRİŞİMCİLİK CESARET İSTER Mİ?

Girişimci, kendini ve    yönünü belirleyerek alt yapısını tamamlamış    olsa bile    girişimcilik;kesinlikle cesaret ister.    Çocukluk ve gençlikte yaşanan sosyal hayat;cesarete    özgüveni eklerken, düşünmeden değil ama tereddütler içinde zaman kaybetmeden kararlılıkla yola çıkmanızı sağlar. Çıktığınız yolda yaşadığınız zorluklar bazen pişmanlık yaşatsa da işinize tutkuyla sarılmış olmanız; ayakta kalmanızı sağlar. İşini seven bir girişimci, geldiği noktanın sarhoşluğuna kapılmadan, tevazuyu elden ve gönülden çıkarmaksızın geleceğe yönelik hedefler belirlemelidir. Böylece; öğrenme, enerjik çalışma ve kişilik, cesaret, entelektüel beceri, bilgelik ve ılımlılık gösterme yetenekleri sayesinde kişisel ustalık gelişir. Bu kişisel özellikler dizisi, kişisel liderlik markasının da merkezini oluşturur.    Sağlıkla,sevgiyle,hoşcakalın Giresun# hayat#yılbaşı#gece# lise#gençlik# kadın#genç#girişimciler #işdünyası #life#ankaraokurları #wixtürkiye #wix  #blogger #blogyazıları #sivil#toplum#kur

GİRİŞİMCİ Mİ DOĞULUR, GİRİŞİMCİ Mİ OLUNUR?

GİRİŞİMCİ Mİ  DOĞULUR, GİRİŞİMCİ  Mİ  OLUNUR? Kendimi örnek vererek yola çıkarsam; evet, girişimci doğulur. Çünkü, ben lisede öğrenciyken arkadaşlarıma onların şaşkın bakışlarına aldırmadan "eğer kendi işim ise pazarda limon da satarım" derdim. Onlar ise düşüncelerimdeki azmi anlamakta zorlanarak deyim yerindeyse; biraz da küçümseyerek bakarlardı bana! Aradan yıllar geçti, herkes eğitimini tamamladı ve yaşam denilen içinde acı, tatlı, hırs, ihtiras ve çeşitli oyunların bulunduğu sihirli kürede kendine yer bulmaya çalıştı. Bu süreçte ben ne yaptım? Güzel bir sevgi evliliği yapıp önce çocuklarımın ilköğretim çağını atlatmasını bekleyerek iş dünyasından uzak durdum. Bol bol Türk ve dünya klasiklerini okudum. En önemlisi de bu süreçte eksik kalan yüksekokul eğitimimi de tamamladım. Artık alt beynimin bir yerinde saklı duran “bir şeyler yapmalıyım" dürtüsünü dinlemeliydim. Çünkü beni dürtüklemeye başlamıştı. Elbette bunda en önemli etken üretici değil, tüketici kimliğimle