Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Nisan, 2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Makale Doç. Dr. Güler Demirova Györffy

                PİYANO EGİTİMİNİN İLKÖGRETİM ÖGRENCİLERİNİN  DİKKAT TOPLAMA                                                                            YETİSİNE ETKİSİ Sanat eğitiminin ayrılmaz bir parçası olan müzik eğitimi çocuğun çok yönlü yetişmesine yardımcı olur. Müzik bilgisi, müzik- sel beceriler ve alışkanlıklar, müziksel düşünme, müzik beğenisi, müzik eğitimi süreci içinde çocuğa kazandırılan değerlerdir. Müzik eğitimi çocuğu duyuşsal ve zihinsel yönden geliştirir, algılama yeteneğini artırır, hayal gücünü ve hafızasını güçlendirir, kişiliğinin biçimlenmesine katkı sağlar. Macar eğitimci L. Kardos’a göre, “Müzikle uğraşma, çalgı çalma çocuklara dikkatli ve sabırlı olmayı öğretir, onlara duygularını anlatma fırsatı verir. Bu deneyimle ses ve sessizliğin değerini, önemini bilir ve kavrar. Müzikle tanıştığı için yaşantısı değişir.” Müzik eğitimi alan çocuklarda zaman kavramı da daha farklı bir anlamda değerlendirilir. Zamanı doğru kullanma, yoğunlaşma ve dikkat özelliği

Söyleşi Ezgi Ayan

                                                                      REFORMER PİLATES Sağlıklı yaşamak ve ilerleyen yaşları ağrısız karşılayabilmek için spor olmazsa olmazlarımızdandır. Yürüyüş, yüzme, aerobik gibi sıkça bilinen ve kullanılan spor isimlerinin yanı sıra Reformer pilates ismi sıkça duyulmakta. Reformer pilates ile spor yapmanın faydaları ve ileriye dönük bedene katkılarından sıkça bahsedilmekte. Boon spor merkezinin kurucusu Ezgi Ayan, Reformer pilates ile ilgili sorularımızı cevapladı.   Ne kadar aralıklarla spor yapılmalı? Yaş almaya başladığımız yıllara nasıl ve hangi spor dalıyla yatırım yapılmalı? Haftada üç gün kendinize vakit ayırarak kas ve kemik yıkımını engelleyebilirsiniz. Ayrıca vücudunuzdaki kas ve kemik yoğunluğunu arttırmak avantajınıza olacaktır. İlerleyen yaşlarda kendinize yaptığınız en güzel yatırım olarak düşüneceğiniz reformer pilates çok farklı rehabilite ve klinik etkilere sahiptir. Reformer pilates skolyoz, lordoz, kifoz, bel ve boy

Makale Op.Dr.Zafer Atakan

          EMEKÇİ  KADINLAR   GÜNÜ   KUTLU OLSUN   8 mart Dünya Emekçi Kadınlar günü kutlu olsun. Dünya’da en önemli sıfatlardan birisi olan anneliğin Yaradan tarafından bahşedildiği cinsiyetin kadın olması tesadüfi olamaz. Güzelliğin, zarafetin, bereketin, inceliğin, nezaketin ve benzer bir sürü sıfatın üzerinde toplandığı kadın figürü, yüzyıllar boyunca şiirlere, şarkılara, tüm sanat eserlerine ve konu bulmakta zorlanan tüm sanatçılara ilham kaynağı olmuştur. Ancak ne yazıktır ki ülkemizde, coğrafyamızda ve hatta dünyada son yıllarda kadın ve şiddet çok sık yan yana gelmeye başlamıştır. Kadın ve şiddet veya kadına şiddet yan yana hiç de yakışmayan iki kelime değil mi? Doğası gereği narin, sevecen, anaç, güzel ve zarif olması gereken bir canlının (her ne sebeple olursa olsun) şiddete maruz kalması bana kabul edilebilir gelmiyor. Ancak olayın özüne indiğimizde şiddet mağduru kadınlara şiddet uygulayan erkeklerin, şişik egolu ve yine bir kadın figürü (anneleri) tarafından

Söyleşi Derya Mumcu

                                                                 KADINA DOKUNMA,ŞİDDETE ASLA GÖZ YUMMA! 2003 yılından beri Güzellik sektöründe hizmet vermekte olan Derya Mumcu, sektörün önemli isimleri arasında yer almakta. Sıfırdan iş hayatına atılıp başarıya kısa sürede ulaşan Mumcu “ Ne yaparsanız yapın küçük ya da büyük iş fark etmez. Başarılı olmak için öncelikle önünüze bir hedef koymanız gerekir. Asla egonuz olmasın, sorumluluk sahibi olun, ne iş yaparsanız yapın; severek yapın. Çünkü sevmezsen başarılı olamıyorsunuz. Ben işimi çok severek ve keyif alarak yapıyorum.” Diyor. Feyz alınacak bir girişimcilik öykünüz var, okuyucularımız ile paylaşır mısınız? Güzellik sektörüne girip bu sektörde bir iş kurmak gibi bir düşüncem hiç yoktu. Fakat hep hayalim kendi işimin patronu olmaktı. Ama ben butik, kozmetik mağazası, küçük şirin bir kafe, o tarz sevdiğim bir işi yapmak istiyor

Makale Bülent Şenver

                                                           KADIN, ANNE, ŞİDDET (KAŞ) “ KAŞ yapalım derken göz çıkartmak” diye bir söz vardır.“Kadın, Anne, Şiddet” başlıklı bir yazı kaleme alırken bu kelimelerin baş harfleri “KAŞ” bana bu sözü hatırlattı.“Kadın” ve “Anne” kelimelerinin yanına “Şiddet” kelimesini hiç yakıştıramadım. Kadınlara ve annelere duyduğumuz saygı ve sevgiyi içimde hissederken birden bazılarımızın onlara uyguladığı “Şiddet” aklıma geldi. “Kaş yaparken göz çıkartıyoruz” dedim. Kadına, anneye şiddet uygulayanlar onlara duyduğumuz sevgi ve saygıyı kirletiyorlar, karalıyorlar diye üzüldüm.İyilik yapayım derken, birine büyük zarar vermek ya da bir işi düzelteyim derken büsbütün bozmak. Kim ister böyle davranmak? Kadına ve anneye şiddet uygulayanlar sadece kendi ailelerini ve çevrelerine zarar vermiyorlar, farkında olmadan tüm toplumu lekeliyorlar. Basında duyduğumuz kadına şiddet olaylarının artması hepimizin problemi olmalı. Kadına şiddeti ortadan kaldırma

Makale Levent Erkan

                                          KADININ TOPLUMDAKİ YERİ  Atatürk’ün bir sözü ile başlamak istiyorum. “Şuna inanmak gerekir ki; dünya üzerinde gördüğümüz her şey kadının eseridir.” Ancak buna rağmen görüyoruz ki kadının dünyadaki yeri hala üzerinde bolca konuşulan ve tartışılan bir konu. Buna rağmen kadın her zaman için toplumda kilit role sahiptir.Türk toplumunda kadının saygın bir yeri vardır aslında. Orta Asya’da kurulan     ilk   Türk   devletlerine   baktığımızda   kadın   ve erkeğin eşit haklara sahip olduklarını görüyoruz. Devlet yönetiminde, hakanların yanında hatun adı verilen eşleri de söz sahibiydi. Kadınlar ata binip ok atar, top oynar, güreş gibi ağır sporlar yapar ve savaşlara katılırlardı. Toplumda tek eşlilik prensibine bağlı kalınır, ev eşlerin ortak malı sayılırdı. Kadının toplumdaki yeri ve algısı, toplumun değer yargıları ile örfler, gelenekler gibi oluşumlarla sınıflandırılıyor. Hemen hemen bütün toplumlarda çocuk doğurabilme özelliğinden dolayı ço

Makale ASO Başkanı Nurettin Özdebir.

                               KADINA ŞİDDET BİR SEBEP DEĞİL BİR SONUÇTUR “Türkiye’de kadınlar ekonomik, sosyal ve siyasal hayata yeterince katılamamaktadırlar. Türkiye’nin 83 milyonluk nüfusunun %49,8’ini oluşturan kadınların işgücüne de yeterince katılamadıkları görülmektedir.   Nüfusta eşitlik varken İstihdama katılma oranı erkeklerde yüzde72,kadınlardaiseyüzde34civarındadır.Oysa Avrupa Birliği ülkelerinde ortalama kadın İstihdamı yüzde 60, dünya ortalaması ise yüzde 50’ler civarındadır Bunun eğitim seviyesiyle doğrudan ilişkisi vardır. Eğitim durumuna göre işgücüne katılım oranı incelendiğinde, kadınların eğitim seviyesi yükseldikçe işgücüne daha fazla katıldıkları görülmektedir.   İş dünyasında yönetici pozisyonundaki kadınların sayısı da orantısal olarak daha düşüktür. ILO’nun İş Hayatında ve Yönetimde Kadın Raporu’na göre Türkiye’deki kadın CEO oranı yüzde 2, şirket yönetim kurullarındaki kadın oranı ise yüzde 9’dur. Yönetim kurulunda yer alma oranının yüksek gözü

Makale Dr Uğur Hamurcu

                                                        KADINA ŞİDDET OLGUSU Şiddet olgusu, her geçen gün azalmak yerine daha yakıcı ve yıkıcı sonuçları olan       toplumsal ve çok boyutlu bir sorun haline geldi. Dünyanın birçok ülke- sinde ve Türkiye’de kadınlar değişik biçimlerde şiddete uğruyor. Ancak şiddeti sadece fiziksel olarak düşünülmemeli. Şiddet olgusu, her geçen gün azalmak yerine; yıkıcı sonuçları olan toplumsal ve çok boyutlu bir sorun haline geldi.   Dünyanın birçok ülkesinde ve Türkiye’de kadınlar değişik biçimlerde şiddete uğruyor. Ancak şiddet sadece fiziksel olarak düşünülmemeli. Şiddet fiziksel, psikolojik, ekonomik ve cinsel olarak bir bütün olup, toplumsal ve çok boyutlu bir sorundur. Kadınların eğitimden yoksun bırakılarak eve mahkum edilmesi, ekonomik faaliyetinin yasal ve geleneksel birçok engelle kısıtlanması, yaşamında bin bir haksızlık ve ayrımcılıkla karşılaşması, bedenlerinin zorla kullandırılması, inanmadıkları eylemlere maruz bıraktırılması,

makale Zerrin Işık Tüfekçi

SOSYAL GİRİŞİMCİLİK Bazen biri çıkar, bulunduğu yerde bir sorunu görür ve o sorun onu derinden etkiler. Halbuki insanoğlu sorunu görmeyebilir, görüp üzülüp geçebilir, sorunu görüp, çözüm için düşünebilir, çözüm için uğraşabilir veya çözümün parçası olabilir. Dünya belki de böyle insanların yüzü suyu hürmetine dönüyor. Aslında insan gerçekten çözüm üretmek istediğinde dünya üzerinde fark yaratabileceği, dönüşüm sağlayabileceği çok küçük ivmelerle büyük domino etkisi sağlayabileceği pek çok alan bulabilir. Tarihi incelediğimizde bunu yapan özel insanların varlığıyla dolu olduğunu görüyoruz. Bir şeyler yapmayı kafalarına koyan, önlerinde hiçbir engeli görmeyen, engelleri ellerinin tersiyle ittirerek yollarına devam eden asil, güçlü insanlar.Bangladeşli bir Profesörden bahsedeceğim. Muhammed Yunus’un hayatını incelediğimizde bakmakla görmek, görmekle sorumluluk almak arasındaki farkı görüyoruz. Çözüm üzerinde düşünüp, uygulamaya koyarak, küçük bir adım ile risk alarak sonuç

Söyleşi Gizem Alıçlı Baştaş

            ŞİFA HEPİMİZİN İÇİNDE   Gizem Alıçlı Baştaş, sanayi sektöründe ki başarılı iş kadını unvanının yanına son yıllarda oldukça ilgi duyulan kozmik şifa eğitmenliğini de ekledi. Baştaş ” Kişisel Gelişim dünyasına girişim 2003 yılın da Reiki ile başladı. Kişinin kendini şifalandır- ma gücüne inanarak, bu yolda hem kendimi geliştirmek hem de başkalarının şifasına aracı olmak için kendimi geliştirmeye devam ettim. Bu süreçte fiziksel, duygusal, zihinsel ve ruhsal bedenlerimiz için olan alışmalarda yer almış, farklı modaliteler- in 60’ın üstünde eğitimlere katıldım.” diyor. Baştaş TETHEVA Kozmik Şifa ve önemini okuyucularımızla paylaştı. Bu sürece giriş sebebiniz neydi, nasıl gelişti, anlatır mısınız? Bu yoğun tempoyla nasıl başa çıkıyorsunuz? Tüm enerji çalışmaları aslında kişilerin kendi içindeki şifa yeteneklerini desteklemek içindir. Çocukluğumdan beri altıncı hislerim çok kuvvetliydi. Küçük yaşlarda bu yetimi tanıdıklara fal bakarak kullanıyordum. Daha sonralar

Söyleşi Nazlı Yorulmaz

      MESLEĞİNİZ HER NE OLURSA OLSUN, EN İYİSİ OLMAK İÇİN ÇABALAYIN! Makine mühendisi olan Nazlı Yorulmaz, sanayici bir ailenin çocuğu olduğu için erken başlamış iş hayatına... Öyle ki mezun olur olmaz babası ve babasının bir arkadaşı ile birlikte dış cephe temizlik sistemleri, asma iskele üretimi yapan bir firma kuruyor ve bu firmanın bir çalışanı olarak iş hayatına atılıyor. Firmanın muhasebesinden başlayarak, satın alma departmanında, son olarak da proje departmanında görev alarak, iş hayatında deneyim kazanıyor Bugün başarıları ile adından sıkça söz ettiren Yorulmaz; “Çalışma prensiplerini, çalışan olmanın sorumluluklarını, iş takip prosedürlerini ve ast-üst ilişkisi ile ilgili tecrübelerini elde ettim. Mesleki anlamda ise çizdiğimiz projelerin nasıl üretileceğini, üretim aşamalarının nasıl gerçekleştiğini öğrendim.” diyor. Ambalaj sektöründe duayen anne ve babanın kızı olan ikinci kuşak Yorulmaz, genç iş veren olmanın zorluklarını, iş dünyasını, iş kadını

Söyleşi Buse Daştan

                   GENÇ OLMAM OLUMLU OLUYOR DİNAMİK BULUYORLAR Yüksek mimar olan Buse Daştan, çalışma hayatına İtalya’da üniversite üçüncü sınıfta okurken başlamış. İşine aşık olan Taştan, bu serüvene iki yılda İstanbul’un tanınmış mimari ofislerinde çalışarak devam etmiş. “Her mimarın kendine özgü çizgisi vardır bunu da projelerinize yansıtırsınız ve o sadece size ait olur. Bu duygu ile kendi işimin patronu olursam, kendi çizgimi en iyi şekilde projeler- ime aktarabileceğimi biliyordum. Hedeflerim doğrultusunda ilerlerken, sanayici ailenin kızı olmanın verdiği özgüven ve cesaretle 2015 yılının ilk çeyreğinde kendi adım ile İstanbul da Buse Dastan Architects‘i kurdum ve bu yolda yürümeye devam etmekteyim.” diyor. Taştan ile sektörü ve başarı hikayesini konuştuk. Genç girişimci olarak başarı grafiğiniz yüksek bu süreci anlatımısınız? Tabi ki hiç de kolay olmadı. Herkes gibi bende bu sureci merdiven basamaklarına benzetiyorum. ”Bir dil bir insan” söylemi vardır mesle

Zehra Hazer

"  Eğitim şart! Bu eğitim illa diplomalarla değildir. Diploma kısmı; öğretim, onu bütünleştiren; eğitimdir. İkisi birleşince de kararlılık, çalışkanlık, dürüstlük ortaya çıkıyor. Bütün hepsi birleşince de topluma, ailesine ve kendisine faydalı bir birey olunur. Bence insanlar tercihleriyle yaşarlar.   Ya çare sizsiniz, ya da çaresizsiniz!" YAŞAMA DAİR Hayata gözlerimi açtıgımdan itibaren olgun kişilik sanki doguştan verilmişti.!?. Yaşam felsefemi her alanda; "önce zoru başarmalıyım, kolayı herkes başarabilir" düşüncesiyle kurdugumdan mıdır nedir bilemiyorum, geldigim bu yaşıma kadar hep zorluklarla mücadele ettim, yani hiçbir şey altın tepside sunulmadı... Yalnız kendim için seçtiğim en önemli hedef; beşikten mezara kadar öğrenmek! Bu benim yaşam felsefem. Bunu yaparken; öğrendiğim, kendime faydalı gördüğüm her olayı, çevreme faydalı olması içinde; elimden geldiğince paylaşma ve birilerine de fayda sağlamasına katkı sağlamak isteyen yönüm;; beni m