Ana içeriğe atla

GİRİŞİMCİ Mİ DOĞULUR, GİRİŞİMCİ Mİ OLUNUR?

GİRİŞİMCİ Mİ  DOĞULUR, GİRİŞİMCİ  Mİ  OLUNUR?

Kendimi örnek vererek yola çıkarsam; evet, girişimci doğulur. Çünkü, ben lisede öğrenciyken arkadaşlarıma onların şaşkın bakışlarına aldırmadan "eğer kendi işim ise pazarda limon da satarım" derdim. Onlar ise düşüncelerimdeki azmi anlamakta zorlanarak deyim yerindeyse; biraz da küçümseyerek bakarlardı bana! Aradan yıllar geçti, herkes eğitimini tamamladı ve yaşam denilen içinde acı, tatlı, hırs, ihtiras ve çeşitli oyunların bulunduğu sihirli kürede kendine yer bulmaya çalıştı. Bu süreçte ben ne yaptım? Güzel bir sevgi evliliği yapıp önce çocuklarımın ilköğretim çağını atlatmasını bekleyerek iş dünyasından uzak durdum. Bol bol Türk ve dünya klasiklerini okudum. En önemlisi de bu süreçte eksik kalan yüksekokul eğitimimi de tamamladım. Artık alt beynimin bir yerinde saklı duran “bir şeyler yapmalıyım" dürtüsünü dinlemeliydim. Çünkü beni dürtüklemeye başlamıştı. Elbette bunda en önemli etken üretici değil, tüketici kimliğimle benimsemediğim bir duruş sergilememdi. Aile bütçesine katkıda bulunmam gerekiyordu. Baba evinde yaşadığım ekonomik anlamdaki rahatlığı az da olsa ben de çocuklarıma sağlamalıydım. Öyle ya iki oğlumun geleceklerine, eğitimlerine, hedef ve beklentilerine benim de katkı sağlamam gerekiyordu.
Bu düşünceler içinde “bir yerden başlamalıyım” diyerek önce STK’larda aktif olarak yer aldım. Sonra iş aramaya başladım. Girdim, çıktım, çıkarıldım, çalıştım, çalıştırılmadım… Ama yılmadım. “Bu yaştan sonra çalışmak mı, aklını mı kaçırdın?” gibi söylemleri kulak ardı ederek yolumdan ayrılmadım. Babamın “ne alacaksın ki, ben vereyim” söylemi ise bugün gibi aklımda!
Tüm bu söylemler; zihnimi karıştırıp, zaman zaman gelgitler yaşatsa da dönmedim yolumdan. Böylece yavaş yavaş, iş hayatının mutfağı olan, pazarlama, halkla ilişkiler vs. derken 2000 krizi patlak verdi. Çalıştığım iş yeri kapandı. Ve bu kapanış ile iş hayatımda yeni bir sayfa açıldı. ''Ne yapmalıyım?'' diye düşünmeye başladım. Çünkü çocuklarımın eğitimleri henüz bitmemişti. Zor bir süreçten geçiyorduk. Kendi kendime “işte zamanı geldi birikmiş tecrübelerini kendi kuracağın işine aktar” dedim ve ilk olarak “göç yolda düzelir” deyimiyle yola çıkıp, evimi adres göstererek bir şahıs firması kurdum. Aradan yıllar geçti ve ben bugün kendi firmasının sahibi girişimci bir iş verenim. Çıktığım yolda ne sıkıntılar yaşadım, ne zorluklarla karşılaştım bunları teker teker paylaşacağım ilgilenenlerle!? Hikayemi neden yazmak istedim? Çünkü gençlere ve kadınlara “girişimci ol” çağrısının yeterli olmadığını düşünüyorum. Ben biliyorum ki “girişimci ol” demek ile girişimci olunmaz. Girişimci önce kendini tanıyıp neler istediğini, ne yapıp yapamayacağını bilerek yola çıkmalıdır. Önce kendisini eğitmeli sonra verilen girişimcilik eğitimlerinden yararlanmalıdır. Yoksa verilen eğitimlerin altı boş ise bir süre sonra kapanmış firmaların çoğalmasına sebep olacaktır. Ne dersiniz birlikte girişimciliği tartışalım mı? Çünkü paylaşacak çok anekdotlarım var.
Sağlıkla, sevgiyle, hoşça kalın... #kadın#girişimciler #genç #işdünyası #ankaralifedergisiokurları #ekonomi #agsderneği#sivil#toplum#kuruluşlar#platformlar#uçansüpürge#kadınyönetici#kadınçalışanlar#


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Söyleşi Buse Daştan

                   GENÇ OLMAM OLUMLU OLUYOR DİNAMİK BULUYORLAR Yüksek mimar olan Buse Daştan, çalışma hayatına İtalya’da üniversite üçüncü sınıfta okurken başlamış. İşine aşık olan Taştan, bu serüvene iki yılda İstanbul’un tanınmış mimari ofislerinde çalışarak devam etmiş. “Her mimarın kendine özgü çizgisi vardır bunu da projelerinize yansıtırsınız ve o sadece size ait olur. Bu duygu ile kendi işimin patronu olursam, kendi çizgimi en iyi şekilde projeler- ime aktarabileceğimi biliyordum. Hedeflerim doğrultusunda ilerlerken, sanayici ailenin kızı olmanın verdiği özgüven ve cesaretle 2015 yılının ilk çeyreğinde kendi adım ile İstanbul da Buse Dastan Architects‘i kurdum ve bu yolda yürümeye devam etmekteyim.” diyor. Taştan ile sektörü ve başarı hikayesini konuştuk. Genç girişimci olarak başarı grafiğiniz yüksek bu süreci anlatımısınız? Tabi ki hiç de kolay olmadı. Herkes gibi bende bu sureci merdiven basamaklarına benzetiyorum. ”Bir dil bir insan” söylemi vardır mesle

EMEL USLU ATİK BAŞARI ÖYKÜSÜ

    GİRİŞİMCİLİK                      DÖNEMİ Mezun olduktan sonra, Gaziantep’te başarılı işler yapan bir inşaat firmasında mimar olarak işe başlamış. Kısa bir süre içinde 53 kişilik bir ekibinin başına proje müdürü ve yarışma koordinatörü olmuş. Türkiye genelinde birçok alışveriş merkezi, iş merkezleri gibi büyük projeleri hayata geçirmiş. 2000 yılında, girişimci ruhu ve kişisel cesareti ile ‘’Az iş yaparım, öz iş yaparım ama kendi işimi yaparım.’’ diyerek mevcut işinden ayrılarak US Mimarlık İnşaat Taahhüt adı altında kendi iş yerini açmış.Atik,‘’benim çocuklarım’’ dediği birçok projeye imza atmış. Bütün bunlarbugünkü başarısının basamaklarını oluşturmuş. AŞİRET AİLEYE İLK  YABANCI GELİN 2002 yılında kendisi gibi mimar olan “hem iş, hem hayat arkadaşı, hem de yol arkadaşım” dediği Diyarbakırlı köklü bir ailenin   oğlu Ender Atik ile evlenmiş. Bu evlilik ile ailenin ilk radikal değişimini başlatmış. Ailenin ilk yabancı ve okumuş ge

Söyleşi Nazlı Yorulmaz

      MESLEĞİNİZ HER NE OLURSA OLSUN, EN İYİSİ OLMAK İÇİN ÇABALAYIN! Makine mühendisi olan Nazlı Yorulmaz, sanayici bir ailenin çocuğu olduğu için erken başlamış iş hayatına... Öyle ki mezun olur olmaz babası ve babasının bir arkadaşı ile birlikte dış cephe temizlik sistemleri, asma iskele üretimi yapan bir firma kuruyor ve bu firmanın bir çalışanı olarak iş hayatına atılıyor. Firmanın muhasebesinden başlayarak, satın alma departmanında, son olarak da proje departmanında görev alarak, iş hayatında deneyim kazanıyor Bugün başarıları ile adından sıkça söz ettiren Yorulmaz; “Çalışma prensiplerini, çalışan olmanın sorumluluklarını, iş takip prosedürlerini ve ast-üst ilişkisi ile ilgili tecrübelerini elde ettim. Mesleki anlamda ise çizdiğimiz projelerin nasıl üretileceğini, üretim aşamalarının nasıl gerçekleştiğini öğrendim.” diyor. Ambalaj sektöründe duayen anne ve babanın kızı olan ikinci kuşak Yorulmaz, genç iş veren olmanın zorluklarını, iş dünyasını, iş kadını