Ana içeriğe atla

YARATICILIK, VİZYON SAHİBİYLE BAŞLAR

                             
                                                                       
Özü yaratıcılık olan marka,bir ürünün satış ve gelişiminde önemli olup  gereklilik gösterirken, markanın gelişiminde, yaratıcılık süresi de vizyon sahibiyle başlar. Ancak marka yaratılmasını isteyen iş insanı veya yöneticilerin bazıları izleyici, bazıları da yol açıcı bir görüntü sergiler. Oysaki yeni ufuklar açan, iş insanlarının yarattığı markalar yıllar süren kalıcı bir değer kazanır.   Öyle ki bir iş insanı veya bir yöneticinin, bir markayı hayal etmeye başladığı ilk gün, markanın geleceğini belirler. Eğer iş insanı veya yöneticinin kendine özgü, farklı, yenilikçi bir yaklaşımı varsa, bu yaklaşım markanın tümünü etkileyen süreci biriktirir. Ürünün özünde yatan yaratıcılık ve ruh nedeniyle de o ürün marka olur. Kısacası işin başlangıcı vizyon sahibinin zihnindedir. Eğer o fikirde bir yaratıcı ruh varsa, reklamcı ya da iletişimci bu fikri en iyi biçimde hayata geçirir. Ürüne marka adı bulur, müziğini, logosu ve reklam mecralarını daha bilinçli ve kolay olarak yaratır.  Ürünün piyasaya sürülmesiyle de tüketicinin katkısı işin içine girer.  Devreye giren tüketici ise önce sunulan reklama, beğenirse de altındaki imzaya bakar. Bundan sonrası üreticinin taahhüt ve vaatlerin çerçevesinde yol alır. Eğer üründe verilen vaatler yerine geliyorsa, ürünü almaya dev am ederken ürünü başkalarına önererek, neredeyse ürünün avukatlığını yapar. Beğenmez ise yapacak bir şey yoktur. Ürün, vaadi yerine getirildiği süreçte marka ile tüketici arasında güvene dayalı bir iletişim başlar. Böylece efsaneleşen markalar ortaya çıkar. Ancak, reklamın beğenilmesinin yanı sıra kurumun ürün sunumu, fiyatı, satıldığı yer, satış sonrası hizmetleri,  kurumsal sorumluluk gibi birçok unsur marka değerini etkileyen önemli unsurlardır. Eğer kurum gerekli unsurlardan birini yerine getirmezse marka oluşturulamaz veya var olan marka kan kaybederek yok olur.
Alarko Holding Yönetim Kurulu Üyesi Sayın Leyla Alaton ile yaptığımız bir söyleşide “üretici, reklamcı ve tüketici, markanın temel taşlarını oluşturur. Oluşmuş markanın devamlılığı ise üreticinin vaatlerini yerine getirmesiyle yol alır” dediği gibi.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nüfusun %50sinin eşi, diğer %50 sinin annesi olan tüm kadınlara özen ve önemin bir değil, her gün gösterilmesi dileğiyle tüm annelerin anneler günü kutlu olsun. sevgi ve saygıyla Nüket Kantarcı KENDİ KENDİNE YETMEK Epey bir zaman geçmişti üzerinden yalnız kalışının. Eşini yeni kaybetmiş, kendi adlandırdığı yaşam biçimi olan yalnızlık dolu yeni hayatına alışmaya çalışıyordu. Üç çocuğu evlenerek yuvadan uçup kendi hayatlarını kurmuştu. O da her ayrılışta kah ağlamış, kah gülmüştü. Yalnızlık korkusu ile ilk o zamanlarda tanışmıştı. ! En yakın dostuydu eşi. Hissettiği karmaşık duyguları toparlamasına yardım ediyor,  yardım ettikçe de daha çok yaklaşıyordu eşine. Öyle ki kenetlenircesine bağlanıyorlardı birbirlerine. Hani   “yaşlandıkça eşler birbirlerine benzer” derler ya.  Kim demişse doğru demiş. Çift yaşlandıkça gençleşmiş, aynı dili konuşarak yaşamın tadını daha çok almaya başlamışlardı. Zaten eşi evlendikleri gece dua ederken de “Allah’ım bana son günlüğü ver” demiş...

Söyleşi Gizem Alıçlı Baştaş

            ŞİFA HEPİMİZİN İÇİNDE   Gizem Alıçlı Baştaş, sanayi sektöründe ki başarılı iş kadını unvanının yanına son yıllarda oldukça ilgi duyulan kozmik şifa eğitmenliğini de ekledi. Baştaş ” Kişisel Gelişim dünyasına girişim 2003 yılın da Reiki ile başladı. Kişinin kendini şifalandır- ma gücüne inanarak, bu yolda hem kendimi geliştirmek hem de başkalarının şifasına aracı olmak için kendimi geliştirmeye devam ettim. Bu süreçte fiziksel, duygusal, zihinsel ve ruhsal bedenlerimiz için olan alışmalarda yer almış, farklı modaliteler- in 60’ın üstünde eğitimlere katıldım.” diyor. Baştaş TETHEVA Kozmik Şifa ve önemini okuyucularımızla paylaştı. Bu sürece giriş sebebiniz neydi, nasıl gelişti, anlatır mısınız? Bu yoğun tempoyla nasıl başa çıkıyorsunuz? Tüm enerji çalışmaları aslında kişilerin kendi içindeki şifa yeteneklerini desteklemek içindir. Çocukluğumdan beri altıncı hislerim çok kuvvetliydi. Küçük yaşlarda bu yetimi tanıdıklara f...

Soyleşi Sinem Altınel

ANKARA’YA ULUSLAR ARASI FUAR VE KONGRELER GEREKLİ Didem Sinem Altınel Mısırdalı, Koç Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nü bitirdikten sonra 2002 yılında aile şirketleri olan Altınel şirketler grubunda çalışmaya başlamış. Eğitime ve öğrenmeye çok önem veren Altınel iş hayatının yanı sıra Hac- ettepe’de mastır ve yüksek lisansını tamamladıktan sonra bu gün Hacettepe Üniversitesi İşletme Bölümü’nde Yönetim ve Or- ganizasyon alanında doktorasını yapıyor. Altınel, Ankara’nın turizmi ve ekonomik gelişimi için neler yapılması gerektiğini Girişimci Kadın Dergisi’ne anlattı. Ankara’daki otellerin çok olmasını ve bu sektörün bu şekilde büyümesini nasıl buluyorsunuz? Türkiye genelinde olduğu gibi çok plansız. 2002 yılında Türki- ye’nin toplam yatak sayısı 800.000 iken, 2019 yılında bu rakam 1.550.000’e ulaşmış. Evet, bu süreçte turizm sektörü ciddi anlamda gelişse de, özellikle Ankara gibi belli bölgelerde arz talebin oldukça üstünde. Bizim otelimiz 1986 yılında aç...