Ana içeriğe atla

TİYATRO SAHNELERİ AÇILIYOR!


Her yeni bir filim izlerken   sinemanın dünden bu güne   gelişimini  ve   geçirdiği evreleri  düşünürüm. Çünkü çok yol katetti  sinema. Çevrilen filimler; çevrilmek için değil, verilmek istenen mesajı  en doğru şekilde vermek için  çevriliyor. Artık ” yaptım oldu, benden bu kadar” değil; en güzeli, en iyi anlatımı, en iyi görüntüyü ve en doğru mesajı ve mesajları vermek üzerine  kurgulanıyor. Çok emek,  çok fedakarlık ve çok özveri ile hazırlanıyor. Gelişen teknoloji den yararlanmak için hiçbir şeyden kaçınılmadan    sinema severlere ulaştırılıyor. Bu gelişme de hem  sanatçıları, hem sanatseverleri   sevindirirken sinemanın yarınına  da  güvenli baktırıyor. 
Sinemanın yıllar içindeki  bu olumlu  gelişimi  bir başka sanat dalını  anımsatıyor. Emeğin  sabrın, özverinin ,inanç ve fedakarlıkla  yoğrulmuş  hali olan  tiyatroyu   düşündürüyor. Tiyatro sevenler de her sene olduğu gibi   tiyatro  sahnelerinde yeni  sezon    ile   birlikte sergilenecek  olan   oyunları  heyecanla   beklerken “tiyatro neden  hak ettiğini alamıyor”  diye düşünmeden de edemiyor.
Oysa ki  tiyatro sahnelerinde dünya çapında  iz bırakmış muhteşem sanatçılarımız var. Tıpkı Yıldız Kenter gibi .Kenter ile  yıllar önce gerçekleştirdiğimiz tiyatro ,sinema ve sanat ile ilgili söyleşimizde ” Türkiye de ki şartlar sanatı ve  sanatçıyı  gerektiği gibi, gerektiği yere oturtmasını bilemiyor. Bizden öncekiler; çok fedakarlık yapmış ,bizden daha çok canı yanmış, çok fedakarlık yapmış sanatçılar. Onları düşündüğümde içim titriyor. Onların bize hazırladığı yolun; onlarınkinden daha rahat olduğunu görüyorum  ama    bizim yolumuzda  çok rahat değildi. Bizden sonrakilerinki   elbette daha da rahat. Tiyatro’yu çok sevdim. Tiyatronun yanı sıra    sinemayı da  sevdim, sinema bana heyecan verdi. Ancak sinema beni fazla kullanamadı . Yani sinema da   pek yerim olmadı.   Sinema da kendinizi  geriye dönük olarak düzeltebilirsiniz ama tiyatroda yapmış olduğunuz hatayı  fazla düzeltme şansınız yok. Kimyası farklı  tiyatronun. Her yıl yeniden  bir şey yapma şansınız da var, onu bozma imkanımız da  var maalesef .  Ama çabuk   farkına varıp ,çabucak  düzeltiyorsunuz kendinizi .41 .oyunda “ben bunu yanlış okumuşum” diyorsunuz. Bir saniyelik bir zamanlama  bile   o kadar büyük fark yaratıyor ki. Zamanlama  çok önemli tiyatroda. Sizi otomatik olarak  değişik  yerlere götürebiliyor. Vurgu   o kadar değişik  çağrışımlar yapabiliyor ki… Doğrusunu bulmaya çalışırken  eğer  iyi deşifre  edemediyseniz, şaşırıp kalıyor ve temsiller sırasında da  oyunun bir tarafı zedelenmiş olarak gidiyor. Bu  sizi üzüyor canınızı yakıyor.” Hay Allah ,daha önce fark etseydim diye hayıflanıyorsunuz “ sözleriyle, sanatın güzelliğini,  verilen emek  ve özveriyi dile getirmişti.Keşke sanatın  önemi ve özverisi herkes tarafından anlaşılsa ve hiç unutulmasa! 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nüfusun %50sinin eşi, diğer %50 sinin annesi olan tüm kadınlara özen ve önemin bir değil, her gün gösterilmesi dileğiyle tüm annelerin anneler günü kutlu olsun. sevgi ve saygıyla Nüket Kantarcı KENDİ KENDİNE YETMEK Epey bir zaman geçmişti üzerinden yalnız kalışının. Eşini yeni kaybetmiş, kendi adlandırdığı yaşam biçimi olan yalnızlık dolu yeni hayatına alışmaya çalışıyordu. Üç çocuğu evlenerek yuvadan uçup kendi hayatlarını kurmuştu. O da her ayrılışta kah ağlamış, kah gülmüştü. Yalnızlık korkusu ile ilk o zamanlarda tanışmıştı. ! En yakın dostuydu eşi. Hissettiği karmaşık duyguları toparlamasına yardım ediyor,  yardım ettikçe de daha çok yaklaşıyordu eşine. Öyle ki kenetlenircesine bağlanıyorlardı birbirlerine. Hani   “yaşlandıkça eşler birbirlerine benzer” derler ya.  Kim demişse doğru demiş. Çift yaşlandıkça gençleşmiş, aynı dili konuşarak yaşamın tadını daha çok almaya başlamışlardı. Zaten eşi evlendikleri gece dua ederken de “Allah’ım bana son günlüğü ver” demiş...

Söyleşi Gizem Alıçlı Baştaş

            ŞİFA HEPİMİZİN İÇİNDE   Gizem Alıçlı Baştaş, sanayi sektöründe ki başarılı iş kadını unvanının yanına son yıllarda oldukça ilgi duyulan kozmik şifa eğitmenliğini de ekledi. Baştaş ” Kişisel Gelişim dünyasına girişim 2003 yılın da Reiki ile başladı. Kişinin kendini şifalandır- ma gücüne inanarak, bu yolda hem kendimi geliştirmek hem de başkalarının şifasına aracı olmak için kendimi geliştirmeye devam ettim. Bu süreçte fiziksel, duygusal, zihinsel ve ruhsal bedenlerimiz için olan alışmalarda yer almış, farklı modaliteler- in 60’ın üstünde eğitimlere katıldım.” diyor. Baştaş TETHEVA Kozmik Şifa ve önemini okuyucularımızla paylaştı. Bu sürece giriş sebebiniz neydi, nasıl gelişti, anlatır mısınız? Bu yoğun tempoyla nasıl başa çıkıyorsunuz? Tüm enerji çalışmaları aslında kişilerin kendi içindeki şifa yeteneklerini desteklemek içindir. Çocukluğumdan beri altıncı hislerim çok kuvvetliydi. Küçük yaşlarda bu yetimi tanıdıklara f...

Soyleşi Sinem Altınel

ANKARA’YA ULUSLAR ARASI FUAR VE KONGRELER GEREKLİ Didem Sinem Altınel Mısırdalı, Koç Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nü bitirdikten sonra 2002 yılında aile şirketleri olan Altınel şirketler grubunda çalışmaya başlamış. Eğitime ve öğrenmeye çok önem veren Altınel iş hayatının yanı sıra Hac- ettepe’de mastır ve yüksek lisansını tamamladıktan sonra bu gün Hacettepe Üniversitesi İşletme Bölümü’nde Yönetim ve Or- ganizasyon alanında doktorasını yapıyor. Altınel, Ankara’nın turizmi ve ekonomik gelişimi için neler yapılması gerektiğini Girişimci Kadın Dergisi’ne anlattı. Ankara’daki otellerin çok olmasını ve bu sektörün bu şekilde büyümesini nasıl buluyorsunuz? Türkiye genelinde olduğu gibi çok plansız. 2002 yılında Türki- ye’nin toplam yatak sayısı 800.000 iken, 2019 yılında bu rakam 1.550.000’e ulaşmış. Evet, bu süreçte turizm sektörü ciddi anlamda gelişse de, özellikle Ankara gibi belli bölgelerde arz talebin oldukça üstünde. Bizim otelimiz 1986 yılında aç...