SOSYAL GİRİŞİMCİLİK
Bazen biri çıkar,
bulunduğu yerde bir sorunu görür ve o sorun onu derinden etkiler. Halbuki
insanoğlu sorunu görmeyebilir, görüp üzülüp geçebilir, sorunu görüp, çözüm için
düşünebilir, çözüm için uğraşabilir veya çözümün parçası olabilir. Dünya belki
de böyle insanların yüzü suyu hürmetine dönüyor.
Aslında insan gerçekten çözüm üretmek istediğinde dünya
üzerinde fark yaratabileceği, dönüşüm sağlayabileceği çok küçük ivmelerle büyük
domino etkisi sağlayabileceği pek çok alan bulabilir. Tarihi incelediğimizde
bunu yapan özel insanların varlığıyla dolu olduğunu görüyoruz. Bir şeyler
yapmayı kafalarına koyan, önlerinde hiçbir engeli görmeyen, engelleri ellerinin
tersiyle ittirerek yollarına devam eden asil, güçlü insanlar.Bangladeşli bir
Profesörden bahsedeceğim. Muhammed Yunus’un hayatını incelediğimizde bakmakla
görmek, görmekle sorumluluk almak arasındaki farkı görüyoruz. Çözüm üzerinde
düşünüp, uygulamaya koyarak, küçük bir adım ile risk alarak sonuçları,
etkilerini, kazanımlarını tüm dünyaya ile paylaşan özel insan. Bulduğu çözüm
ile Mikrokredi terimini dünyaya kazandırdı. Böylelikle “Sosyal Girişimcilik”
kavramını uygulayarak 2006 yılında Nobel ödülünü kazandı.
Nasıl başladı her şey?1974 yılında ülkesinin düştüğü ekonomik krizin
sebebini anlamak için köylere gidip inceleme yapmaya karar verir Muhammed
Yunus. İlk gittiği köylerden birinde bir köylü kadına rastlar. Kadın çok
fakirdir ve bir barakada 3 çocuğu ile yaşamaktadır. Geçimi için bambu tabure
yapmaktadır ve çok zor şartlarda çalışarak ve bambu tabureleri satarak ailesini
bakmaktadır. Fakat bambu tabure yapmak için gerekli sermayeye sahip değildir.
Sermaye için tefeciden para alıp, malzeme almakta ve tabureyi sattıktan sonra
borcunu ödemektedir. Ürünü sattıktan sonra eline çok cüzi bir para kalmakta,
paranın neredeyse tamamı tefeciye ve malzemeye gitmektedir. Muhammed Yunus
köyde bu işi yapan insanları inceler. Aslında sayıca fazla olmayan bu kişilerin
çok küçük bir miktar para ile
sorunlarının çözülebileceğini fark eder. Önce köylülere ihtiyaçları olan toplam
40 Doları onlara faizsiz verir ve böylelikle sattıkları üründen ellerine daha
çok para kalır. Bu küçük destek ile elde edilen faydanın yarattığı etkiyi
görünce, “Grameen Bankası” adı verilen ve “Köy Bankası” anlamına gelen bir
banka kurarak, köylülere bu işin sermayesi için gerekli para sağlanarak,
köylülerin tefecilerden para almadan girişimci olmalarına olanak sağlanmış
olur. Profesörün verdiği para sayesinde köylüler ürünleri sattıklarında
ellerine sermaye olarak kullanabilecekleri para kaldığından, bu minik ivme ile,
büyük domino hareketinin oluştuğu hikâyenin yazılmasına sebep olurlar. Bu
örnekten de anlaşılacağı üzere “Sosyal Girişimcilik” gördüğünüz herhangi bir
toplumsal sorunu kar etmek ön planda olmaksızın, maddi manevi fayda sağlamak
üzere, gördüğünüz probleme çözüm üretmeyi ve sorunu ortadan kaldırmayı kendine
hedef edinmiş insanların gerçekleştirdiği bir girişimcilik örneğidir ve
kurumsal sosyal sorumluluktan, hayırseverlikten, yardımseverlikten tamamen
farklıdır. Bizim anladığımız anlamda girişimcilik bir fikri olan insanın tüm
riskleri alarak bu ticari fikri bir işe dönüştürmesi ve bundan fayda sağlaması
olarak özetlenebilirken, sosyal girişimcilikte amaç dünyada karanlık görünen
bir alana ışık tutmak, o alanı bulduğu çözümler ile aydınlatmak ve domino
etkisiyle, kar topunun bir çığa dönüşmesi timsali ile çoğalarak fayda
yaratmaktır. Ülkemizde ve dünyada çok güzel örnekleri vardır ve giderek yeni
fikirlerin ve daha çok insanın eklenmesiyle büyümektedir. Ülkemizdeki örneklere
bakacak olursak, kitapların toplanarak ihtiyaç duyulan kimselerle paylaşılması,
ihtiyacı olan gençlere eğitim desteğinin sağlanması, gençlerin buluşarak
birlikte spor yapması, 2.ci el kıyafetlerin satılarak gelirin belirlenen vakıf
veya derneklere bağışlanması, engelliler için üretilmiş çeşitli yardımcı
aletler, isteyenlere kodlamanın öğretildiği girişimleri sayabiliriz.Bu dünyada
yalnız yaşamıyoruz ve hayat gerçekten paylaştıkça güzel. Bugün sosyal
girişimler artarak dünyanın daha yaşanılır bir yer olması için insanları
sarıyor. İnşallah virüslerden çok daha hızlı bir şekilde dünyaya bulaşır ve
içimizi ısıtır.
Yorumlar
Yorum Gönder