CUMHURİYETİN TEMEL DEĞERİ, BİREYİ ÜSTÜN”KILAR!
Bilkent
Üniversitesi Siyaset bilimi ve Kamu yönetimi mezunu olan Nihan İçelli, kadın
girişimci olarak iş hayatındaki başarı ve kariyerini, genç siyasetçi olarak
siyasetle de taçlandırmak istiyor. İçelli akaryakıt ve otomotiv gibi erkeklerin
domine ettiği sektörlerde çalışmaktan çok keyif aldığını, mücadeleyi seven bir
iş kadını olarak sektöre daha detaycı ve analitik bakabildiğini bunun da
rekabete renk kattığını iddia ediyor. Geçekleştireceği bir proje ile yeni bir
sektöre merhaba diyecek olan İyi Parti Ankara İl Yönetim Kurulu ve Kalkınma
Politikaları Sanayi Komisyonu Üyesi olan İçelli ile girişimciliği, siyaseti ve
kadın cinayetlerini konuştuk.
Genç yaşınıza rağmen
farklı sektörlerde geniş iş tecrübesine sahipsiniz. Hangi sektörlerde hizmet
verdiniz?
Mezun olduktan sonra, enerji sektörünün önemli firmalarından
MOİL Pazarlama Koordinatörü olarak başladığım iş hayatımda16 seneyi geride
bıraktım. Enerji, Akaryakıt, Mobilya ve Otomotiv’i içeren birbirinden farklı
dinamiği olan sektörlerde; üretimden ,personel yönetimine ,finans yönetiminden
satışa farklı kademelerde orta ve üst düzey yöneticilik yaptım Böylesine geniş
yelpazede edindiğim tecrübelerimle ortağı olduğum CAŞ PETROL ŞİRKETİ bünyesinde
bulunan Shell Akaryakıt istasyonu, CAŞ Renault Mais Yetkili servisi ve
Eryaman,Etlik,Keçiören Çilek Mobilya bayiliklerinin ortağı olarak kariyerimi
sürdürmekteyim
Yeni bir projenin
eşiğindesiniz. Bu projenizle ilgili neler söylemek istersiniz?
Türkiye dünya üzerinde var olan yeni sektörel alanlarda
yerini almalı. Bu çerçevede son yıllarda global ölçekte payı hızla büyüyen
“Sağlık Turizmi” pazarına girmeye karar verdim.
Sağlık turizmi çok iyi planlanması gereken ve detayların
önem arz ettiği bir hizmet sektörüdür. Bir kadın girişimci olarak bu sektörü,
kadının detaycı ve ince ruhunu ortaya koyabileceği bir alan olarak görüyorum. Ülkemiz, yetişmiş
sağlık personeli ve kaliteli teknolojik altyapısının yanı sıra kültürel
mirasıyla da uluslararası hastaların ilk
tercihi oluyor. Bu özelliğiyle sağlık turizmini dünya pazarında payını
hızla arttırabilecek ve yatırım yapabileceğimiz bir alan olarak
tespit etik. Gerek yurt içi sağlık kuruluşları ve sektörel çözüm
ortaklarımızla, gerekse yurt dışındaki yabancı sigorta şirketleri ile
ilişkilerimiz tamamlanmak üzere. “Anatolia Health Assistance” markasıyla
önümüzdeki günlerde sağlık pazarına hızlı bir giriş yapmayı planlıyoruz.
Bir dünya kadınlar
gününü daha kutlayacağız. Bu bağlamda sormak isterim, Atatürk’ün biz kadınlara
dünyada birçok ülkeden önce vermiş olduğu haklara neden sahip olamıyoruz?
Öncelikle tüm kadınların “dünya kadınlar gününü” kutluyorum.
Kadının her daim özgür, yaratıcı ve lider olduğu bir yönetimin hüküm sürmesini
diliyorum. Atatürk’ün kurduğu ve bizlere emanet ettiği cumhuriyetin temel
değeri, bireyi “üstün”
kılar. Kadın ve erkek ayrımını hiç bir zaman gözetmez. Bu temel değerde,
kadının varlığı, bağımsızlığı ve üretimi önem arz eder. Yetişmiş bir kadın,
yetişmiş bir nesil yetiştirir. Cumhuriyetimizin sürdürülebilirliği buna
bağlıdır. Atatürk bu ruhu geliştirebilmek için kadına pozitif ayrımcılık
yaparak kadının özgüvenini güçlendirecek lider profiller oluşturdu. Sabiha
Gökçen, Mualla Eyüboğlu gibi.. Ancak vefatından sonra ülkeyi yöneten hakim erk
erkekler maalesef bu cumhuriyet projesini sahiplenemediler. Toplumun baskıcı
ve ataerkil yapısı politik malzeme
yapılarak kadının bağımsızlığının ve gelişiminin önüne geçilmiştir. Özellikle
son yıllarda baskıcı ve şekilsel değerleri ön plana çıkaran vahabi İslami
anlayış, Türk milletinin tarihten bugüne kadına vermiş olduğu değeri hızla yok
etmektedir.
Sizce siyasette kadın
sayımızın az olmasının sebepleri nelerdir?
Kadının olduğu yerde kalite yükselir. Maalesef Türk
siyasetinde kalite istenilen düzeyde değildir. Siyaset yetişmiş alanda başarı
göstermiş, etkin ve yetkin insanlarla değil, kapanın elinde kalan bir zihniyet
ile işlemektedir. Dolayısıyla siyasette var olan bu kapışmanın içine kadının
girmesi de çok kolay değildir. Ülkemizde siyasetin, çok daha profesyonel ve
örgütlü yapılması gerekmektedir. Bu nedenle kadın temsiliyetinin güçlü olduğu
STK’lar etkin kullanılmalı ve bunların koruyucu şemsiyesi altında kadının
siyasette var olması ve güçlendirilmesi sağlanmalıdır. Aksi takdirde bu
mücadeleler bireysel yeteneğe ve karşılaşacağınız politik şiddete karşı direnç
gücünüze bağlıdır.Günümüz
siyasetinde liderlik vasfı
ve cesaretiyle, erkek hegemonyasına meydan okuyan tek kadın siyasetçi
Meral Akşener’dir. Benim Meral Akşener’in yanında siyasete girmemim nedeni
güçlü ve lider özelliklerinin yanı sıra
Türk toplumunun değerlerini koruyarak cumhuriyetin çağdaş Türk kadını profilini
en iyi temsil eden lider olmasıdır.
Her yıl giderek artan
kadın cinayetleri neden çözümlenemiyor? Sizce eksikler ve olması gerekenler
nelerdir?
Bizler Cumhuriyet değerlerinden uzaklaştıkça medeni bir
toplum olabilme projemizi kaybediyoruz. Toplumsal geleneklerin ve baskıcı
zihniyetin yaşatılması ve bu zihniyetin iktidar olması kadını ürkek, erkeği
cüretkar yapmıştır. Bugün üretimin içinde çağdaş ve özgür niteliklere sahip
kadınlar dahi erkeklerin baskıcı tutumları karşısında geri çekilebilmektedir.
Bu anlayış ancak Atatürk’ün beyninde yaşattığı devrimci ve hürriyeti temel alan
bir felsefeyle yıkılabilir. Dolayısıyla bu gerici zihniyet iktidarda vardığını sürdürdüğü sürece
kadına müdahale ve şiddet haklı görülecektir.
Biz hukukun kadın ve erkek ayrımı yapılmaksızın eşit işlemesini istiyoruz.
Kadına şiddetteki caydırıcılığı sağlayacak yaptırımların şiddetli olması ve
uygulanması gerekmektedir. Aynı zamanda çağdaşlaşma projemiz çerçevesinde aile
eğitiminin önemi bu işin çözümünde temel dayanağı olacaktır. Ayrıca bu eğitim
kas gücünden alınıp beyin gücünün esas alındığı bir mantığa oturtulduğu anda
kadın erkek eşitliğini toplumda sağlamış olur.
Yorumlar
Yorum Gönder